Cumhurbahşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Gündüzünü ayrı, iftarını ayrı, teravihini ayrı, sahurunu ayrı değerlendirdiğimiz bu mübarek günlerin şevki yılın diğer günlerindeki çalışmalarımızı da olumlu yönde etkilemektedir.
Elbette her zaman olduğu gibi milletimizin birlik ve beraberliğinin en önemli değerlerinden olan bu kutlu ayı zehirlemek isteyenler de çıkmıştır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları ve MKYK üyeleriyle iftar programında konuşuyor. https://t.co/cmw9w3v2Bk
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) March 17, 2025
Bugün de Ramazan’ın manevi atmosferine gölge düşürmeye çalışanların olduğunun farkındayız.
İnsanlarımız milli ve manevi değerlerinin sembollerine samimiyetle sahip çıkmanın yanı sıra farklı hayat biçimlerini de hoşgörüyle karşılıyor.
Bu tablonun gerisinde asırlık ihmallerin ve yanlışların yol açtığı tahribatları gidermek için 23 yıla yakın süredir verdiğimiz çetin mücadeleler var.
Ülkemizdeki hiçbir kesimin ne kökeni, ne inancı, ne mezhebi, sebebiyle ötekileştirilmediği bir iklimi hamdolsun tesis ettik.
28 Şubat döneminde olduğu gibi azgın azgınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı baskıcı günlere son verdik.
Cumhur ittifakı olarak eşgüdüm içinde yürüttüğümüz terörsüz Türkiye girişimimizle Türkiye’nin 40 yılına on binlerce canına, yüzlerce milyar dolarlık kaynağına mal olan bir musibetin çözümü için cesur bir adım attık.
Aynı şekilde bölgemizi içten içe kemiren bir virüs olan mezhepçilik fitnesini ülkemize bulaştırma gayretlerini de boşa düşürdük.
İnsanı, merhameti, vicdanı, adaleti, hakkaniyeti esas alan politikalarımızla bölgemiz başta olmak üzere tüm dünyada gönüllere giriyoruz.
Ekonomide bir süredir yaşanan sıkıntılara kalıcı çözümler getirecek bir programı başarıyla uyguluyoruz.
Bu yılı da daha disiplinli bir şekilde geçirdikten sonra önümüzdeki seneden itibaren bilhassa sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını telafi edecek ciddi adımlar atmaya başlayacağız.
Aziz kardeşim iç siyasette özellikle ana muhalefet cerrahında yaşanan boş tartışmaların bizi ülkemizin asıl sorunlarına odaklanmaktan uzaklaştırmasına asla izin vermiyoruz.
Birileri kendi parti için çekişmelerini ve kişisel hırslarını ülkenin meselesi haline getirmeye çalışsa da hakikatler gün gibi ortadadır.
Asli sorumluluklarını yerine getirmeyenler genel başkanı ve o makama göz diken aktörleriyle tüm vakitlerini 3 yıl sonrasının seçimini hasederek kendilerince bir illüzyon peşinde koşuyorlar.
Halbuki karşımızda yolsuzluğun hırsızlığın taciz ve tecavüzün son olarak da sahtekarlığın tüm bünyeyi sardığı çürümüş bir yapı bulunuyor.
Daha kötü ne olabilir dedikçe bakıyorsunuz ertesi gün daha fazlası daha yüz kızartıcı olanı ortaya saçılıyor.
Terör örgütlerine kaynak aktarmaktan petrol tankerleri ile sebze meyve taşıma skandallarına, şişirilmiş konser faturalarıyla vurgun yapmaktan, kadınlara hat bildirme edepsizliklerine kadar ne ararsan istisnasız hepsi var.
Öyle ki bilhassa belediyelerde yamyamlık boyutuna varan yolsuzluklar ana muhalefet içindeki vicdan sahibi partililerin bile sabır taşını çatlatmaya, onların da tahammül sınırlarını zorlamaya başladı.
Demokrasimizi zehirleyen toksik muhalefet bu anlayışın tüm belirtilerine ana muhalefet cephesine baktıkça hepimiz şahit oluyoruz.
Ayrıntılar geliyor…