Mavi Vatan’a kritik güç: TB-3’ten atılan süpersonik füze

Kısa pistli bir gemiye iniş-kalkış kalkış yapabilen ilk SİHA olan Bayraktar TB-3’ün testleri devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde süreçle ilgili bir viraj daha dönüldü ve TB-3 ilk kez İHA-122 süpersonik füzesini ateşledi.

Muğla Dalaman’dan havalanan TB-3, deniz üzerinde belirlenen bir hedefi yaklaşık 50 km mesafeden tam isabetle vurdu. Bu test her ne kadar bir mühimmat entegrasyonu gibi görünse de aslında çok daha farklı anlamlar taşıması adına da önemli.

Daha uzun menzilden yüksek başarılı atış imkanı

Savunma Sanayii Uzmanı Kadir Doğan, TB-3 ile İHA-122 birlikteliğini anlatırken önce füze kısmına eğiliyor. ROKETSAN imzalı İHA-122’nin hem süpersonik olması hem de hava-kara görevleri kapsamında kullanılabilmesinin çok kıymetli olduğunu söylüyor.

İHA-122’nin klasik güdümsüz mühimmatlardan farklı olarak özel bir operasyonel konsept sunduğunun altını çiziyor Doğan ve “Normalde itkisiz bir mühimmatı bırakmak için belirli irtifalara alçalmanız, biraz daha kısa mesafelerden atış yapmanız gerekir. Bu senaryoda özellikle de hareketli hedefleri vurmanız zordur. Ancak süpersonik itkili ve güdümlü bir mühimmat ile daha uzun menzilden etkili olursunuz. Ayrıca hareketli ya da sabit hedef fark etmeksizin yüksek bir başarı elde edersiniz.” bilgisini paylaşıyor.

[Dalaman’dan havalanan TB-3, 50 km uzaktaki hedefi İHA-122 füzesiyle vurdu.]

“Hedefin TB-2 ile işaretlenmesi dikkate değer”

Atış testinde dikkatlerden kaçmayan bir diğer nokta hedefin TB-2 ile işaretlenmesiydi. Aslında TB-2’yi uzun yıllardır duyduğumuz için bu platformun sanki giderek eskidiği ya da demode kaldığı gibi bir algı oluşuyor. Ancak gerçek öyle değil. BAYKAR, gelişen teknolojiyle birlikte TB-2’yi de sürekli güncelliyor ve yeni özellikler ekliyor.

Kadir Doğan, İHA-122’nin atış testinde Bayraktar TB-2 ve TB-3’ün birlikte çalışmasına ayrı bir parantez açıyor. “Bizim yıllardır anlattığımız müşterek çalışılabilirliğin en temel örneklerinden birini gördük.” dedikten sonra devam ediyor:

“Müşterek hareket kabiliyeti, operasyonel sahada farklı sistemlerin birbiriyle sürekli iletişim içerisinde kalarak görev paylaşımı yapması esasına dayanıyor. Bu testte olduğu gibi kara, hava, deniz ve hatta uzayda bulunan bir platform ile yine farklı bir alanda bulunan platformların birlikte çalışabilirliği çok önemli.

Sürecin nasıl işlediğini somutlaştıralım… Örneğin, TB-2 veya daha kolay feda edilebilir mühimmatı belli bir noktaya kadar gönderirsiniz. Siz orada hedef işaretlemesi yaparken, bölgede bulunan düşman hava savunma sistemi sizi fark eder ve angaje olur. Çünkü tehdidin sizden geleceğini düşünür. Ancak siz ateşlemeyi farklı bir platformdan yaparsınız. Bu durum sadece operasyonel etkinliğinizi artırmakla kalmaz. Aynı zamanda daha güvenilir bir yol izlemiş olursunuz.

BAYKAR, platformlarını birbiriyle konuşturan bir şirket. TB-2 ve TB-3’ü bu örnekte gördük. Akıncı, KIZILELMA ve hatta Kalkan DİHA’nın da hem kendi aralarında hem de sahadaki diğer dost unsurlarla sürekli iletişim halinde olduğunu göreceğiz. Ki bu müşterek çalışma kabiliyeti, TSK’nın en önemli güç çarpanlarından biri.”

[TB-3 testlerde birden fazla kez TCG Anadolu’ya başarıyla iniş-kalkış yaptı.]

“Türk donanması adına kritik bir kazanım”

Testin TB-3 ile yapılması işin deniz kısmını da ayrıca düşünmeyi gerektiriyor. Bilindiği üzere TB-3 dünya havacılık tarihinde kısa pistli bir gemiden iniş-kalkış yapabilen ilk SİHA unvanını taşıyor.

Gemiden havalanabilen bir platformdan süpersonik füze ateşlenmesinin ne anlama geldiğini de soruyoruz Kadir Doğan’a:

“Türk donanması çok önemli bir dönemden geçiyor. Uzun yıllardır belirledikleri ve bu hedef doğrultusunda adımlar attıkları yol haritaları var. Şimdi de bir hava aracıyla süpersonik füze ateşleme kabiliyetine kavuşuyorlar.

TCG Anadolu’dan yola çıkalım… Zaten çok uzak mesafelerde kritik görevler üstlenebilecek bir platform. Ayrıca bu gemiden siz TB-3 gibi bir insansız hava aracı kaldırabiliyorsunuz. Haliyle keşif, gözetleme ve istihbarat anlamında eliniz daha da güçleniyor. İlaveten bir de İHA-122 süpersonik füzesini ateşleyebiliyorsunuz…

Türkiye, bahsettiğimiz bu süreçle birlikte özellikle açık denizlerde üstleneceği görevlerde kritik bir kazanım elde etti. Artık daha uzun menzilde angaje olma ve görevi daha güvenli bir şekilde yerine getirme imkanımız var.

Elbette İHA-122 testi bir ön adım… Zamanla bu mühimmatların çeşitlenecek. Kimisi deniz sistemlerini imha edecek kimi hava savunma ya da kıyı savunma sistemlerine yönelecek. Günün sonunda tüm bu yerli/milli mühimmatlar Türkiye’ye çok değerli bir operasyonel avantaj sağlayacak.”