Son iki yıldır sıcaklık rekorları, bilimsel öngörülerin sınırlarını zorlayan ısrarcı ve şaşırtıcı bir şekilde artış gösterdi.
Bilim insanları, uzun vadeli küresel ısınmanın büyük ölçüde fosil yakıtların yakılmasından kaynaklandığı konusunda hemfikir.
Bunun yanı sıra, doğal iklim değişkenlikleri de yıllık sıcaklık dalgalanmalarına yol açabiliyor.
Ancak, son dönemde yaşanan bu olağanüstü sıcaklık artışına neyin katkıda bulunmuş olabileceği konusunda hâlâ tartışmalar sürüyor.
Uzmanlar, bulut yapılarındaki değişimler, hava kirliliği ve Dünya’nın karbon depolama kapasitesi gibi faktörlerin etkili olabileceğini düşünüyor. Ancak daha net bir sonuca varılmasının bir veya iki yıl alabileceği belirtiliyor.
NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Gavin Schmidt, geçtiğimiz kasım ayında yaptığı açıklamada, “2023’teki ısınma, diğer tüm yıllardan açık ara öndeydi ve 2024 yılı da benzer şekilde devam ediyor” dedi.
“Keşke nedenini bilseydim ama bilmiyorum,” diye ekledi. “Hala bu durumun ne anlama geldiğini ve iklim sisteminin işleyişinde bir değişim olup olmadığını değerlendiriyoruz.”
Fosil yakıtların yakılması sonucu atmosfere salınan karbon dioksit gibi sera gazları, Dünya yüzeyine yakın ısıyı hapsediyor.
2023 yılında fosil yakıt emisyonları rekor seviyelere ulaşırken, deniz yüzeyi ve hava sıcaklıkları da istikrarlı bir şekilde artış gösterdi.
Ancak Haziran 2023 ile Eylül 2024 arasında, küresel sıcaklıklar daha önce hiç görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Dünya Meteoroloji Örgütü’ne göre bu artış, bazen çok büyük farklarla rekorları altüst etti.
Sıcaklıkların bu denli yüksek olması, 2023’ü ve ardından 2024’ü tarihin en sıcak yılları haline getirdi.
İngiltere Reading Üniversitesi’nden iklim bilimci Richard Allan, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Son iki yılda yaşanan rekor küresel sıcaklık artışı, gezegeni bilinmez bir noktaya taşıdı” dedi.
Bilim insanları, iklim değişkenliğinin bu durumu kısmen açıklayabileceğini söylüyor.
2023 yılı, Dünya’nın soğumasına neden olan ve aşırı ısıyı derin okyanuslara iten üç yıllık nadir bir La Nina olayının ardından geldi. Ancak, 2023 ortasında bu durumun yerini alan El Nino olayı, sıcaklıkları küresel olarak artırdı.
Buna rağmen, sıcaklıklar El Nino’nun Ocak ayında zirve yapmasından sonra bile yüksek seviyelerde kaldı. Kasım ayı ise hâlâ tarihteki en sıcak ikinci ay olarak kaydedildi.
Bazı bilim insanları, 2020 yılında daha temiz deniz yakıtlarına geçişin, bulutların güneş ışığını yansıtma kapasitesini azaltarak ısınmayı hızlandırmış olabileceğini düşünüyor.
Diğer bir teori ise düşük seviyeli bulutların azalmasının, Dünya’nın yüzeyine daha fazla ısı ulaşmasına neden olduğu yönünde.
Ancak bilim insanları, mevcut bilgilerle durumun tam bir resmini çıkarmanın zor olduğunu belirtiyor. Bu, daha derin ve dönüşümsel değişimlerin gözden kaçma ihtimalini de artırıyor.
Potsdam İklim Etki Araştırmaları Enstitüsü’nden Johan Rockstrom, okyanusların hızla ısındığını ve bunun tam olarak açıklanamadığını ifade etti. Rockstrom, “Bu, gezegenin direnç kaybetmeye başladığına dair ilk işaret olabilir mi? Bunu dışlayamayız” dedi.